Ara
Close this search box.

Zafer ve Zafer’e Giden Yol

Screen Shot 2017-07-24 at 12.29.42 PM

30 Ağustos’da “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emriyle başlayan taaruz hayallerin gerçeğe dönüşmesi, bir rüya gibiydi. Ancak bunun aslında başka bir başlangıç olduğunu bilen Mustafa Kemal ve arkadaşlarında zafer sarhoşluğu yoktu.

İngilizler yenilgiyi kabul ederek Çanakkale’den ayrılma kararlarını konuşurlarken düşman Edirne ve Trakya topraklarını boşaltmakla meşguldu. 11 Ekim’de Mudanya’da Anlaşması imzalandı. Lozan’da barış görüşmeleri için daha hazırlıklar bile başlamadan önce Mustafa Kemal Bursa’da başta İstanbul olmak üzere her yerden koşarak Bursa’ya gelen kalabalık bir öğretmenler grubuna seslenmekteydi.

Tarih 27 Ekim 1922.

Ortada daha ne Lozan var, ne de Cumhuriyet!

Hanımlar, Beyler!

Hoş geldiniz. İsterdim ki çocuk olayım ve sizin ışık saçan öğretim çevrenizde bulunayım. Sizden bilgileneyim, siz beni yetiştiresiniz. O zaman milletim için daha yararlı olurdum; fakat ne yazık ki gerçekleşmesi mümkün olmayan bir arzu karşısında bulunuyoruz. Yerine başka bir istekte bulunacağım; bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları memlekete, millete yararlı fertler yapınız.

Bunu sizden istiyor ve rica ediyorum.

Bugün ulaştığımız nokta gerçek kurtuluş noktası değildir. Düşünceler, anlamsız, mantıksız safsatalarla dolu olursa, o düşünceler hastadır. Kezâ sosyal hayat akıl ve mantıktan mahrum, yararsız ve zararlı birtakım inançlar ve geleneklerle dolu olursa felç olur.

Milletimizin siyasî, sosyal hayatında, milletimizin düşünce eğitiminde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır. Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı, ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı, bütün güzelliğiyle meydana çıkar.

Öğretmen hanımlarımız, öğretmen beylerimiz, şairlerimiz, edebiyatçılarımız, yazarlarımız sürekli millete bu felâket günlerini ve onun gerçek nedenlerini açık ve kesin olarak söyleyecekler, bildirecekler, bu kara günlerin dönmemesi için dünya yüzünde medeni ve çağdaş bir Türkiye’nin varlığını tanımak istemeyenlere, onu tanıtmak zorunda olduğumuzu hatırlatacaklardır.

Eğitim işlerinde mutlaka başarılı olmak gerekir. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur. Bu zaferin sağlanması için hepimizin tek can ve tek fikir olarak ilkeli bir program üzerinde çalışması gereklidir. Bence bu programın ilkeleri ikidir

  1. Sosyal hayatımızın ihtiyaca uygun olması.
  2. Çağdaş gereklere uygun olmasıdır.

Gözlerimizi kapayıp soyut yaşadığımızı kabul edemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız… Tam tersine ilerleyen ve medenileşen bir millet olarak uygarlık sahasının üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve milletin her bireyinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.

Hiçbir mantıklı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede kayıt ve şartları aşamayan milletler hayatı akıllıca ve fiilen göremez. Hayat felsefesini geniş gören milletlerin hakimiyeti ve köleliği altına girmeğe mahkûmdur.

Öğretmen Hanımlar, Öğretmen Beyler! Bütün bu gerçeklerin milletçe iyi gelişme ve iyi bir şekilde sindirilebilmesi için her şeyden önce cahilliği yok etmek gereklidir. Bundan dolayı eğitim programımızın, eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir.

Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışmakla beraber, diğer taraftan sosyal hayatta kişi olarak pratik etkili ve verimli fertler yetiştirmek gerekir. Bu da ilk ve orta öğretimin uygulamalı bir şekilde gerçekleşmesiyle mümkündür.

Bütün dünya bir an kararsız olmasın ki, Türkiye devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Değersiz çıkarları için ve kendilerini saklamak endişesiyle milletin ve memleketin bağımsızlığını düşmanlara vermede zarar görmeyen, bağımsızlığımızın imha edilmesi Sévres antlaşmasını kabul eden hâkimlerin, sultanların, padişahların hikâyelerini, bu idareyi gasp etmelerini Türk milleti artık, ancak yalnız tarihte okur.

Hanımlar, Beyler!

Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı… Gerçek zaferi siz kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi takip edeceğiz ve sizin rastlayacağınız engelleri kıracağız.

Nasıl beğendiniz mi?

Screen Shot 2017-07-30 at 2.15.26 PM

Yani becerememişiz.

Altın tepsi içinde sunulan özgürlüğün, temeli atılan ilimin, eğitimin değerini anlamamışız. Yoktan var olan bir ülkenin başarısının sırlarını çözememişiz.

Olsun.

Zararın neresinden dönersek kar’dır.

Dönebilirsek tabii!

 

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir