Ara
Close this search box.

Yeni Yılda Mutlu Edin Mutlu Olun

Yeni bir yıla girmek üzereyiz. Sanki belli bir yaştan sonra hayat daha hızlı akıyor. Gençlerin de kanı hızlı akıyor. Hemen her gün konuşuyoruz gençlerle. Hangi okullarda okusunlar, hayata nasıl hazırlansınlar, nasıl burs alsınlar, hangi iş sahaları gelecek vaad ediyor, nasıl iş bulacaklar, anlatıyoruz. 

Bir de Atatürk’ü anlatıyorum bıkmadan, usanmadan. Ülke olarak nasıl bir mucize yaşadığımızı, nelere nasıl sahip olduğumuzu güzel hikayelerle süsleyerek ifade ediyorum. Birçok temel bilginin olmadığını görüyorum üzülerek. Atatürk’ün liderlik özelliklerini örnek göstererek hayatla, kariyerleriyle ilgili dersler vermeye çalışıyorum. Bazen gülerek keyifle dinliyorlar, bazen son derece duygu yüklü, gözleri dolu ama hep ilgiyle, heyecanla. 

Değerlerimize sahip çıktığımız zamanları, fakir ama gururlu esas oğlan hikayeleri gibi büyüklere olan saygımızı anlatıyorum. Tanımasak bile yaşlıların elinden filelerini alıp taşırdık demeden önce “file” nedir onu anlatıyorum çevreci gençlere. Nezaketi, saygıyı, sevgiyi, parası olanın parasını göstermesinin nasıl bir görgüsüzlük kabul edildiğini, yardımseverlerin ihtiyaç sahiplerine isimlerini duyurmadan yardım ettiklerini, kimsenin gururunu incitmemeye nasıl dikkat ettiklerini anlatırken pür dikkat dinliyorlar beni. Yoktan var edilen bir devleti, bozkırın ortasında kurduğu Yeşil çiftliği örnek gösteriyorum doğayı seven gençlerimize. Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki bahçesini yapan mimarı Mevlüt Baysal’ın hikayesini de ekliyorum her zaman. Atatürk’ün yaveri ve kendisiyle bahçede dolaşırken gördükleri, yolu kapatan ihtiyar ve geniş ağacın hikayesidir. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdur. Ata, havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa biraz zorlanarak geçince hemen atılır Mevlüt Bey, “Emrederseniz derhal keselim Paşam”. Atatürk bakar sadece, sonra:

“Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin!”

Veliler, hocalar, büyükler de katılıyor toplantılara. “Ne güzel anlatıyorsunuz” diyorlar. Çok yakın bir arkadaşım “biz son nesiliz bizden sonrası daha zor neden biliyor musun?” diye sordu bana. Bilemiyorum neden diyince “çünkü artık babaannelerimiz yok evde, sofrada” dedi. “Babaanne kemermiş, köprüymüş, geçmişle olan bağımızmış” dedi. Acı, acı gülümsedim, ne kadar da doğru bir tespitti. 

İşte bu yüzden yeni yıl dileklerinden oluşan bir yazıyla seslenmek istedim sizlere. 

Dostlarımız soruyor, sizce ne yapmak lazım diye. 

Ben de diyorum ki kahvaltı ve akşam yemeklerine ailecek beraberce oturun. Aile olun. Çocuklarınıza, kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın, hayatta neyin daha önemli olduğunu unutmayın. İnsan sevin, hayvan sevin, ağaç sevin, saygılı ve ölçülü olun. Yanlışa yanlışla cevap vermeyin. Dengeli beslenin, yürüyün, spor yapın. Çocukları bilgisayar ve oyunların önünden kaldırın, siz örnek olun.

Okuyun ve okutun diyorum. Çocuklarınıza Yüzbaşı Selahattin’in romanını okutun, Avcıoğlu’nun Türklerin Tarihi ve özellikle Cumhuriyet Tarihini okutun. Nutuk’u okuyun. Turgut Özakman’ın Kurtuluş ve Cumhuriyet filmlerini izleyin, izlettirin. Uzun vadeli düşünün. Haksızlığa uğrayanların yanında olun. Zulme uğrayanları yalnız bırakmayın. Korkmayın, sesiniz çıksın. Okul aile birlikleri, STÖ’lere, siyasi partilere üye olun, çocuk okutun.

Olumlu olumluyu çeker, olumsuz da olumsuzu. Siz olumlu oldukça güzel şeyler olur, önce buna inanın. ‘Olanla ölene çare yok‘ derler; bunların dışında herşeyin bir çaresi bulunur. Deniz gibidir hayat, dalgalı olur, inişler de vardır çıkışlarda. Bazen süt limandır bazen de fırtınalı, kasırgalı. Mutluluğun sizi bulmasını beklemek değil de mutluluğu sizin bulmanız, yaratmanızdır önemli olan. Düşmek değil, tekrar ayağa kalkmaktır önemli olan.  Mutluluk güzel bir manzarada içilen demli bir çayın keyfi, simitin yanında kaşar peyniridir bazen. Sevdiklerinizle olmak, onları ziyaret etmektir. Vicdan sahibi, iyi bir insan olmak, kibar olmak, çevreye faydalı olmaktır mutluluk. Yerden size ait olmayan bir çöpü almaktır. Kimsesize, muhtaca el uzatmak, bir kediyi doyurmaktır mutluluk.

Öğrenmek kolaydır. Mutlu olmayı öğrenin. 

Başkalarını mutlu ettikçe kendinizin de mutlu olduğunu göreceksiniz. Mutluluğun bulaşıcı olduğunu keşfedeceksiniz.

Başkalarını mutlu ettikçe kendinizin mutlu olduğunu da keşfedeceksiniz.

Yeni yılda tümünüze, sağlıklı bir yaşam dilemenin yanı sıra, özellikle çevrenizi de mutlu etmenizden kaynaklanan mutluluk diliyorum.

[vc_row padding=”small” vpadding=”small”][vc_column][vc_separator dh=”1″ color=”primary” margin_top=”30″ margin_bottom=”20″][/vc_column][vc_column width=”3/4″][vc_column_text el_class=”blognote”]Bu yazı ilk olarak, bir Başkent Üniversitesi Kültür Yayını olan Bütün Dünya Dergi’sinin 2016 Nisan sayısında yayınlanmıştır.[/vc_column_text][/vc_column][vc_column width=”1/4″ text_align=”right” el_class=”blogbutton”][vc_button style=”alternateprimary” align=”center” title=”Dergiyi Oku” target=”_blank” href=”http://www.butundunya.com/index.php?arsiv=2016/04″][/vc_column][vc_column][vc_separator dh=”1″ color=”primary” margin_top=”3″ margin_bottom=””][/vc_column][/vc_row]

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir