Ara
Close this search box.

Musul Gerçeği

Gelinen durum budur.

Amerika ile ilişki sıfır.

Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve tüm Avrupa.

İçler acısı.

Rusya’yı hatırlayın.

Sonra sırasıyla sözde dost müslüman ülkeleri.

Van minut, İsrail’i unutmamak lazım.

Çapsız, basiretsiz, plansız, programsız, cahil cüretiyle yürütülen bir dış politikanın ürünleridir yaşadıklarımız.

Türkmenleri unutup Filistine gözyaşı dökmenin, 15 Temmuz şehitlerini Cennet’in 7. katına yerleştirip diğerlerine “burası yan gelip yatma yeri değil” demenin hafifliğidir.

Araştırmadan, okumadan, dinlemeden, bilmeden hareket edip gazla çalıştığın için komşularının sana düşman olmasına sebep olursun.

Komşuların düşmanlığı da, yurt içinde yaşanan terörün sebepleri de aynıdır oysa.

El alemin muhaliflerini alıp, gelip alenen İstanbul’un göbeğinde yabancı ülkede darbe planları yaptırmanın, ilaç gönderiyorum diye silah gönderip, daha doğrusu gönderemeyip, eline yüzüne bulaştırıp kepaze olmanın sonuçlarıdır.

Bu dengeleri bozarken de ne olacak diye düşünemezsin, düşünenlere de soramazsın.

Çarıklı kurnaz olmanın, büfe işletir gibi devlet yönetileceğini sanmanın cezasıdır bunlar . Bitmiş olan terörü oy hesabı yaparak diriltmenin, teröristlerle pazarlık yapmam, bunu söyleyen şerefsizdir dedikten kısa bir süre sonra foyan ortaya çıkınca büyük bir pişkinlikle “benim bilgim dahilinde planlı” demenin kaçınılmaz sonuçlarıdır bunlar.

Tek adam olma hesapları içinde yurtseverleri hapse atarken, sınır kapılarını bebek katillerine açıp, davul zurnalar çaldırmanın, bedevi çadırları gibi sınır mahkemeleri kurup, bir tek teröristlerin ayaklarına Kırmızı halı sermenin eksik kaldığı karşılamaların doğal sonuçlarıdır.

Yumurta kapıya gelince zerre kadar güvenilirliği, saygınlığı olmayan Paşa’nı Amerika’ya, bir heyeti Irak’a, diğerini İran’a, birini de Rusya’ya gönderirsin ama atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.

Mustafa Kemal dersin Atatürk demezsin.

Ecdat dersin, arapları anlatırsın.

Müslümanlıktan önce hiç Türk tarihi yokmuş gibi konuşursun.

Çanakkale’de Atatürk’den vazgeçtik Mustafa Kemal bile demezsin.

Adını anmazsın, Çanakkale’yi gökten inan evliyalarla kazandık dersin.

Lozan’a yutturmaca dersin, Abdülhamit şenlikleri yaptırırsın ama sonra her dara düştüğünde yaptığın gibi, mecbur kalır işte böyle “Kuvayi Milliye” dersin, “Misak’ı Milli” dersin.

Ağzına yakışmaz, için istemez ama mecbur kalır yine ona sığınırsın.

“Atatürk” dersin.

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

9 yanıt

  1. Bundan daha güzel anlatılamazdı bugün içinde bulunduğumuz durum. Yüreğine ve kalemine sağlık, seni sevgiyle selamlıyorum. Ankara’dan saygılarla.

  2. Kaya bey, bu kadar dogru ve direk yazinizi okumak, konu adami cildirtsa bile genede hos, tesekkurler.

  3. Kaleminize ve yüreğinize sağlık, her zamanki gibi hislerimize tercüman oldunuz. Umarım herkes okur bu kalitedeki bir yazıyı, teşekkürler.

  4. Yaziniz Sozcu gazetesinin belirli yazarlarinin bir ozeti gib olsada, elinize saglik emek vermissiniz. Ancak,, ben bu yazinin basligi ile icerigi hakkinda bir baglanti kuramadim.

    Bana son yillarda Milliyet gaZetesinin attigi mansetleri cagristirdi.

    Ben sadece basliktaki konu hakkindaki bilgilerinizden faydalanmak icin okudum. Siz ben ip ucu verdim gerisini siz yorumlayin diyorsaniz, onada sagi duyarim.

  5. Kaya abimin yazıları nı okurken hep taktir etmişimdir.
    Net açık ve anlaşılır bir üslup kullanır.
    Fakat bizim türk toplumunun %70 i okuma özürlü olduğu için kaya boztepe gibi aydın atatürkçü ve vatansever yazarların kitaplarını alıp okumak yerine bu insanları hep eleştirip dururlar.
    Kalemine yüreğine sağlık abi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir